B. MANİHEİST UYGUR EDEBİYATI



B. MANİHEİST UYGUR EDEBİYATI

a) Nazım

Manici edebiyatta "nazım, manzume, şiir" için Hintçeden geçme şlok ve Türkçe takşut kelimeleri kullanılmıştır. Bu iki kelime metinlerde çoğu defa eş anlamlı olmak üzere bir arada geçer. Küg kelimesi de şiir ve nazım için kullanılmıştır. Bu kelime muhtemelen nazmın ezgisini de ifade ediyordu. Soğdakçadan geçen baş ve başik kelimeleri de Manici edebiyatta ilâhî manasındadır
(Arat 1965: XI-XX).

Manici çevreden kalma sekiz şiir bilinmektedir. Bunlardan ikisinin şairi Aprın Çor Tigin'dir. Adındaki tigin unvanından bir şehzade olduğu anlaşılan Aprın Çor Tigin, Türk edebiyatı tarihi açısından son derece önemli bir isimdir; çünkü o, adı bilinen ilk Türk şairidir; bir başka ifadeyle şairi belli olan ilk şiirler ona aittir. Aprın Çor Tigin'in şiirlerinden biri Mani'ye övgüdür. "Sevgili" adını verebileceğimiz diğer şiiri ise edebiyatımızın ilk aşk şiiridir. Şinasi Tekin'e göre Aprın Çor Tigin'in şiirleri 8., en geç 9. yüzyıla aittir (Ş.Tekin 1965: 64).

Manici şiirin nazım birimi genellikle dörtlüktür. Bazen beşlikler de nazım birimi olabilmekte, iki veya üç mısralı birlikler ise daha çok bağlantı maksadıyla kullanılmaktadır. Manici şiirin en önemli yanı, mısra başı kafiyesidir. "Kıt'a aliterasyonu" ve "Altay aliterasyonu" da denilen mısra başı kafiyesinde, kıt'alardaki dört dizenin başında da aynı ses bulunur.


Hece sayısı bakımından Mani şiirinde belli bir düzen yoktur. Şiirde mısralar, farklı sayıda heceye sahip olabilmektedir. Mısralarda hece sayısı üçten on beşe kadar değişir.



b) Nesir

Maniheist Uygur edebiyatı örnekleri Budist eserlere göre hem çok daha azdır hem de el yazmaları çok küçük boyutlarda hazırlanmış ve yüzyıllarca toprak altında kalmış oldukları için okunmaları çok daha zor olmuştur. Küçük boyutlu yazmalar hâlindeki eserler "çok güzel ve özenli yazılmıştır, kimileri minyatürlerle süslüdür." Çoğu dinî metinler ve dualardır. Tövbe duaları, manastır yönetmeliği gibi parçalar da vardır. Din dışı metinler olarak bir fal kitabı, bir atasözü derlemesi ve Ezop hikâyeleri de dâhil olmak üzere çeşitli hikâyeler bulunmaktadır (Tezcan 1978: 301-305).

Uygurların üçüncü hükümdarı Bögü Kağan 762'de, Uygurlar daha Orhun bölgesindeyken Mani dinine girmişti. Onun bu dine girişini anlatan bir metin, Manici nesrin en önemli örneklerinden biridir. Baştan ve sondan eksik olan bu metinde Bögü Kağan'ın Mani rahipleriyle konuşması, dinin icaplarına aykırı hareketlerden dolayı duyulan pişmanlık ve tebaasının sadık bir ümmet olması için Bögü Kağan'ın yaptığı teşebbüsler anlatılır. Metinde derin bir iman ve dinî bir coşkunluk sezilmektedir. Bazı yerlerde kısa cümlelerden meydana gelmiş mükâleme üslûbu dikkati çekmektedir.

Yirminci yüzyılların başlarından itibaren yayımlanmaya başlanan Maniheist Uygur metinlerinin Turfan bölgesinden elde edilmiş olanlarının yayını, küçük parçaları bir tarafa bırakırsak, P. Zieme ile tamamlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder